Olmasını istemesen de olan ve istesen de olmayan şeyler... Bu şeylerin oluşturduğu sancılar. Bu sancıları bir şeylere atfetmek gerekli.
O zaman; Dünya'da olan iyi ve güzel her ne varsa. Yılmaz Erdoğan şiirleri ve Ahmet Kaya şarkıları.

Olur Öyle

yeni atılan her bir adımla ardımızda kalan seylerin bize olan mesafesi artar ve perspektif gereği ebatları küçülür. zaman dahilinde olan seyler, örneğin acılar, mutluluklar, sevinçler, hüzünler, yani olası bütün iyi ve iyi olmayan anılar bu gerekliliğe bir isyan gibi küçülmek yerine siddetle büyümeye devam ederler.
yollar uzar gider, dallanıp budaklanır. her yol ayrımında bulmayı umduklarının yanında ummayı es geçtiğin envayi çesitte ve hatta yegane yeni yollar da çıkar karsına. durup solukllansan o noktada, teneffüsünü ettiğin o havanın her bir zerresi ciğerlerine batar gibi hissedersin. aslında o nokta da yolun tamamına emsal teskil eden bir hayalin suretidir. optimist gibimsiler buna, tasavvur etmekte güçlük çektiğim enteresan bir sekilde "yasama sevinci" diyorlar. hayat olası fakat insanlar muamma. her birisi yitikliğini hiçe saymak adına hunharca cebellesir hayatla, oysa olan aslında sadece beyin kıvrımlarının varlığını asla kabul etmeyeceği ölçüdeki o acı gerçekler üzerine kurulu bir var kalım mücadelesi öyküsüdür.
bir biyolog olarak bilirsin.. hatta biyolog olmaya da gerek yok bunlar için; daha demin bahsini ettiğim o yollarda adımlarından dersler çıkaran orta düzey zekaya sahip her canlı bu bilgileri idrak edebilir: hakkı zahire, fani'yi baki'ye seçmekteyiz.
kaynağı iskembe gibi olan bu beylik laflarının her birisini sana dedirten, yasanırken heyecan verici, yasantıların birer anıdan ibaret olduğu zamanarda ise kaf dağı kadar pismanlıklara vesile olan; anın içindeki izafiyettir.
aklanabilen ve yadsınmaya namüsait, dermanı olmayan ve yolların ayrımlarına varıldığında kaynağı belirginliğini yitiren acılarımız vardır. yılmaz erdoğanın dediği gibi, güzel olan sade kelimeler. yoksa senin acın benimkinden büyük değil. aynı senin basına gelenler gelmistir belki de benim basıma.
ziyanı yok. sonunda hem ziyan hem de yok olacağımız bu yoldan, en sevdiğin bileğinde "carpe diem" temalı bir dövmenin tılsım tesiri altında, kaybolmus bir seyyahtan ziyade bu yolun yolcusu edası ile yürürsün. yani demek istediğim, anlamsızlığını göremediğin gibi üstüne üstük adeta taparcasına iman edeceğin bir "hayat sevinci"ne bağlarsın varlığını. ki bu noktada varlığın varkalımını temin edebilmek için kendisini hazmetmeye baslar.
inan bence de bu kadar düsünmeye gerek yok. zaman geçer, su akar yolunu bulur, her sey olacağına varır. yani olur öyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder